"Bir Medeniyet Bilgini: Biruni" 1. Bölüm
"Bir Medeniyet Bilgini: Biruni" 2. Bölüm
"Bir Medeniyet Bilgini: Biruni" 3. Bölüm
"Bir Medeniyet Bilgini: Biruni" kitabını online okuyabilirsiniz.
Dünyada bilim sahasına kazandırdığı ilk keşif ve buluşlarla, bilim dünyasına ışık tutan Türk-İslam alimi el-Biruni; fizik, tıp, matematik, astronomi, trigonometri, coğrafya, jeodezi, farmakoloji, jeoloji, filoloji, din gibi konuları incelemiş ve toplamda 113 eser meydana getirmiştir.
Ebu Reyhân Muhammed b. Ahmed el-Biruni h. 3 Zilhicce 362 / m. 4 Eylül 973 tarihinde Harezm bölgesinin merkezi olan Kas’ta dünyaya gelmiştir. el-Biruni’nin vefat tarihi ise tam olarak bilinmemektedir. Bugün araştırmacılar tarafından h. 453 / m. 1061 tarihi Ebu Reyhan Biruni’nin ölüm tarihi olarak kabul edilmektedir. Ayrıca Biruni eserlerinde ailesi, soyu, nisbesi veya etnik kökeni dair detaylı bir malumat da vermemektedir.
İlk Eğitim Ebu Nasr Mansur’dan
Parlak zekâsı sebebiyle daha küçük yaşta nazar-ı dikkati çeken el-Biruni, dönemin ünlü matematik ve astronomi bilgini Ebû Nasr Mansûr b. ‘Alî b. Irâk’ın mahiyetinde büyümüştür. Mansûr, Biruni’nin yetişmesi ve iyi bir eğitim almasına özen göstermiştir. Nitekim el-Biruni, el-Âsârü’l-bâkıye adlı eserinde İbn Irâk’tan “hocam” diye bahsetmektedir. Yunan filozoflarından Aristo, Arşimet ve Demokritus’un çalışmalarından etkilenen El-Biruni, bilimsel çalışmalarına 17 yaşında başladı. Güneşin yüksekliği ve şehrin boylamını hesapladı. Güneşin hareketlerinden, mevsimlerin ne zaman başladığını belirledi. Dünyanın çapını, bugünkü değere çok yakın olarak buldu. Jeodezi biliminin kurucusu oldu. Hindistan’dayken öğrendiği trigonometrinin astronomiden ayrı bir bilim olarak görülmesi gerektiğini savundu. Trigonometrik fonksiyonlarda yarıçapın birim olarak kullanılmasını önerdi.
Gençlik yıllarından itibaren bilimsel çalışmalara başlayan el-Biruni, Harezm bölgesinde siyasi ve askeri yönden birtakım karışıklıkların yaşanması münasebetiyle dolayı, 22 yaşına kadar hayatını idame ettirdiği Harezm’i terk etmek zorunda kalmıştır. Bir süreliğine Rey bölgesinde ikâmet eden el-Biruni daha sonra yeniden doğduğu topraklara geri dönüp, kendisini bilim tarihinin zirvesine ulaştıracak eserlerini meydana getirmiştir.
Birçok alet ve takvim sistemi geliştirdi
El-Biruni, astronomi ve coğrafya ölçümleri için birçok alet geliştirdi. Ne yazık ki geliştirdiği ölçme aletlerinin birçoğu zaman içerisinde kayboldu. Sadece piknometre, mekanik usturlap ve bazı harita projeksiyonları günümüze kadar ulaşan ölçme araçları oldu. El-Biruni, aynı zamanda çok iyi bir ansiklopedi yazarıydı. El-Asar’il-Bakiye an’il-Kuruni’I Haliye isimli kitabında Orta ve Yakın Doğu’da kullanılmakta olan takvim sistemlerini gösterdi.
Astronominin temelini attı
Hindistan’ın erken ortaçağ bilimlerini betimleyerek, matematik, astronomi ve astrolojinin temellerini anlattı. El-Kanunü’l-Mesudi kitabı ile ayrıntılı bir matematiksel coğrafya eseri yazdı. İstihrâc el-Evtâr fî Dâire isimli kitabında Orta Asya’nın topoğrafyasını belirledi. Kitabü’I Cemahir fi Ma’rifeti Cevahir’de 50’nin üzerinde mineral, maden, metal, alaşım, porselen gibi maddeler hakkında detaylı bilgi verdi. Kitabında, her bir maddenin, maddeleri birbirinden ayırt etmeye yarayan özgül ağırlıklarını gösterdi. Ömrü boyunca incelediği bitkileri Kitâbü’s-Saydele isimli kitabında listeledi ve doğal ilaçların hangi hastalıklara iyi geldiğini kapsamlı bir şekilde anlattı.
Denizlerin ardından da kara var!
Newton’dan 700 sene önce, Newton’un matematiksel olarak ispatladığı yerçekimi kuramı üzerine ilk fikirleri El-Biruni ileri sürdü. Geliştirdiği teleskoplar ile gözlemleri sonucunda, gezegenlerin güneş etrafında döndüğünü doğrulayan Galileo’dan 600 sene önce, ‘dünyanın döndüğü’ fikrini El-Biruni savundu. Dünya dönüyorsa, ağaçlar ve taşların neden fırlamadığı sorusuna, merkezde bir çekicilik olduğu ve her şeyin dünyanın merkezine düştüğü cevabını verdi. Kuzey, Güney, Doğu ve Batı’nın farklı noktalarda buluştuğunu; denizlerin ardında bir karanın bulunduğunu (Bugünkü Amerika) öngördü.
11. yüzyıla “Biruni Asrı” dendi
X. ve XI. asır Ortaçağ Türk-İslam dünyasını temsil eden Ebu Reyhan el-Biruni bütün hayatını ve varlığını bilime adamış önemli bir şahsiyettir. Modern bilimin babası olarak nitelendirilen Georges Sarton, XI. yüzyıla “Biruni Asrı” adını vermiştir. Nitekim dünyanın önde gelen İslam Bilim Tarihçisi Prof. Dr. Fuat Sezgin, 27 yaşındaki Biruni ile 18 yaşındaki İbn Sina’nın “Işığın sürati ölçüsüz müdür, yani lâ-mütenâhî midir, yoksa ölçülebilir mi? Yani zamanla ölçülebilir mi?” konusu üzerinde tartışmalarını bugünün Türkiye’sinde bile olamayacağını dile getirir. Bu iki mümtaz bilim insanın sözleri esasında Biruni’nin yaşadığı dönem içerisindeki yeri ve önemini açıkça ifade etmektedir.
Öğrenmekten asla vazgeçmedi
Ünlü Fıkıh bilgini Ebu’l-Hasan el-Velvaleci anlatıyor:
“Ebu Reyhan el-Biruni’nin ziyaretine gitmiştim. Canı boğazına gelmiş halde, hasta yatağında tık nefes yatıyordu. O halde iken bana dedi ki: Bir gün bana mirasta ninelerin haklarının hesaplanmasıyla ilgili bir denklemden söz etmiştin, nasıldı o? Biraz da ona acıyarak dedim ki: Bu durumdayken de hâlâ bana onları mı soruyorsun? Dedi ki: Bu konuyu bilerek bu dünyadan ayrılmam mı daha hayırlıdır, yoksa bilmeden veda etmek mi? Bunun üzerine meseleyi tekrar kendisine anlattım. Dinledi ve ezberledi. Sonra bana yapacağı şeylerden söz etti. Biraz sonra yanından ayrıldım. Az ilerlemiştim ki yüksek sesle ağlaşma ve bağrışmalar duydum. Döndüm baktım, Ebu Reyhan el-Biruni vefat etmişti.”
“Orta Asya’da Yaşamış Evrensel Deha”
El-Biruni, 75 yaşında vefat etti. Kendisinden çok sonra gelen Newton, Toricelli, Copernicus, Galileo gibi bilim adamlarına ilham kaynağı oldu. Türkçe dâhil 15 dilde yayımlanan The UNESCO Courier dergisi, 1974 yılında çıkardığı sayıyı El-Biruni’ye ayırdı. El-Biruni’yi “Binlerce yıl önce, Orta Asya’da yaşamış evrensel deha” olarak tanıttı.